Ülkemizde futbol hiç şüphesiz en çok ilgi duyulan spor. İzlemek, oynamak, oyun hakkında konuşmak fena halde hoşumuza gidiyor. Haliyle çocuklarımızı da bir spora yönlendireceğimiz zaman bu genellikle futbol oluyor. Çocukluğunda futbolcu olma hayali kuran ebeveynler kendi çocuklarını formalar içinde görünce tarifsiz bir mutluluk hissediyor ve genellikle evlerinin yakınlarındaki herhangi bir futbol okulunda çocuklar futbola ilk adımlarını atıyor. Ancak futbol okulu seçimi “evime yakın olsun yeter” düşüncesinden çok daha fazla irdelenmesi gereken bir konu.
Bunun temelde iki ana sebebi var. Birincisi küçük yaştaki çocukların pedagojik gelişimi, ikincisi ise temel futbol eğitiminin doğru verilmesi gerekliliği.
Bu konuyu şöyle açabiliriz; çocuğunuzu haftada ikişer saat emanet edeceğiniz antrenör, sizin bütün hafta boyu çocukta bıraktığınız etkiden daha fazlasını bırakacak. Gelişim çağındaki çocuğun rol modeli olacak. Antrenörü gibi davranmaya, antrenörü gibi konuşmaya çalışacak. Bu noktada antrenörün çocuğunuza rol model olacak olumlu özellikleri barındırması gerekiyor. Örneğin dış görünüşü, konuşma üslubu, iletişim becerisi vb. Aynı zamanda futbol okulunda eğitim alan öğrencilerin kendi aralarında kurduğu sosyal ortamın sağlıklı olması, çocukların birbirlerine saygı duyması, paylaşmayı öğrenmeleri de antrenörün sorumululuğunda. Bu yüzden çocuğunuzu teslim edeceğiniz antrenörün önce iyi bir rehber, iyi bir öğretmen olması gerekiyor. 4 yaşında futbol okuluna başlayan birisi olarak o zaman ki antrenörümün duruşu ve centilmenliği benim kişisel gelişimimde çok katkısı oldu. İkinci ana unsur da verilen eğitimin sağlam bir temel oluşturup oluşturmadığı. Avrupa ülkelerinin futbolda bize fark atmasının en büyük sebeplerinden birisi çocuklara verdikleri futbol eğitiminin doğru metodlarla hem fiziksel hem zihinsel becerilerini geliştirecek ve onlara sağlam bir temel oluşturacak şekilde olması. Maalesef ülkemizde profesyonel düzeydeki oyuncularda bile gördüğümüz eksiklerin çoğu çok küçük yaşlarda aldıkları kalitesiz eğitimlere dayanıyor. Küçük yaşta kazanılmayan beceri ve alışkanlıkları büyük yaşlarda değiştirmek çok daha zor. Yani çocuğumuzu göndermeyi düşündüğümüz okulun eğitiminin içerdiklerine ve içermediklerine çok dikkat etmeliyiz.
Bir önemli yanılgı da çocukların gelişimlerini tamamlamadan sert rekabet ortamının içine sokulması. Bazen veliler çocuklarını kulüp altyapılarına yazdırmakta aceleci davranabiliyor. Ancak çocuğun yarışmacı yaşlara gelmeden acele edilmesi sportif gelişimine zarar veriyor. Bu noktada şu göz önünde bulundurulmalı: Temel futbol eğitimini alıp futbol okullarındaki gelişimini tamamlayan çocuk zaten kendi yeteneklerine en uygun kulübü bulacak ve yarışmacı ortamda mücadele etmeye hazır durumda olacaktır. Temel eğitimini tamamlamadan yarışmacı ortamda rekabet eden çocuk ise futbol okulunda alacağı eğitimi ve geliştireceği eksiklerini tamamlamaya zaman ve imkan bulmakta zorlanacaktır. UNUTMAYALIM Sadece İstanbul’da 800’den fazla futbol kulübü olduğunu göz önünde bulundurursak, çocuğumuzu lisanslı sporcu yapmakta herhangi bir engel veya zorluk söz konusu değil. Mühim olan çocuğun doğru eğitimleri alarak fark yaratan bir sporcu olması. Bunun yolu da doğru futbol okulu ve doğru futbol eğitiminden geçiyor
Ali Fırat Şenyurt